24 MART DÜNYA TÜBERKÜLOZ GÜNÜ
Dünyada her dakika 3 kişi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2019 yılında dünyada yaklaşık 10 milyon yeni tüberküloz vakası görüldüğünü ve 1.400.000 kişinin de tüberküloz nedeniyle öldüğünü bildirmektedir. Tüberküloz hava yolu ile bulaşan, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen halen dünyanın en ölümcül enfeksiyon hastalığı olmaya devam etmektedir.
Ülkemizde başarı ile yürütülen Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı sayesinde her yıl hasta sayısında azalma (her yıl yaklaşık %3-5 oranında azalmaktadır) gözlenmektedir. 2021 yılında kayıtlı toplam tüberküloz hasta sayısı 9.156’dır. Bu hastaların %57,0 erkek, %43,0 kadındır. Hastaların yaklaşık %58,4’ü akciğer tüberkülozudur.
Tüberküloz hastalığının belirtileri genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Akciğer dışı diğer organ tutulumu varsa tutulan organa özgü bulgular görülür.
Genel yakınmalar; özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ve sırtta ağrı, nefes darlığı ve ses kısıklığıdır.
Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç başvurabilir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına sebep olur. Bu arada hasta çevresine basil saçar ve daha çok kişinin infekte olmasına neden olur.
İki haftadan uzun süren öksürük ve ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, istahsızlık, halsizlik gibi şikayetleriniz varsa lütfen en kısa zamanda en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz!
Tüberkülozdan korunma, toplum sağlığını ilgilendiren önemli bir konudur. Tüberküloz basiliyle karşılaşma sonucu gelişen enfeksiyon, vücut direncinin düştüğü durumlarda aktif hastalık gelişimine yol açar. Tüberkülozdan korunma dört başlık altında sıralanabilir:
1.Tüberkülozlu hastaların etkin şekilde tedavisi
2.Koruyucu ilaç tedavisi
3.Henüz infekte olmamış çocukluk yaş grubundaki bireylerin BCG aşısı ile korunması
4.Tüberküloz bulaşmasının önlenmesi
Tüberküloz tedavisinde en önemli faktör ilaçlardır, verem tanısı konulan hastalarda, gecikmeden ilaç tedavisine başlamak gereklidir. Tüberküloz ve dirençli tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek ilaçlar Bakanlığımız tarafından temin edilerek ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalarımıza ulaştırılmaktadır. Ülkemizde genel olarak başlangıç döneminde dört ilaç, idame tedavisinde ise en az iki ilaç kullanılmaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar, hastanın balgamındaki tüberküloz basil sayısını hızla azaltmaktadır. Aynı zamanda öksürük sayısı da azalmaktadır. Bu nedenlerle tedaviye başladıktan bir süre sonra verem hastaları bulaştırıcılıklarını yitirmektedirler. Tedavi başarısında yeterli sürede düzenli ilaç kullanımı en önemli unsurdur.
Koruyucu ilaç tedavisinin amacı, tüberküloz hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini ya da tüberküloz enfekte kişide tüberküloz hastalığı gelişimini önlemektir. Ülkemizde koruyucu tedavide genellikle tek ilaç altı ay süreyle verilir. İlaçların düzenli kullanılması ve yeterli sürenin tamamlanması çok önemlidir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Tüberküloz (verem) kontrol programları için önerilen tedavi yöntemi Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) dir. DGT, verem hastasının tüm tedavisi boyunca ilaçlarının her dozunu bir görevli ya da gözetmen eşliğinde içmesi tedavi başarı oranlarını artırmaktadır.
BCG ( verem ) aşısı özellikle çocuklarda yaygın ve öldürücü tüberküloz hastalığını önlemede çok etkilidir. Tüberkülozla mücadelenin temelini oluşturan BCG aşısı Aile Sağlığı Merkezlerinde 2. ayın sonunda ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Verem hastalığının sağlam kişilere bulaşmasının önlenmesinde en önemli faktör, hastalara hızlı tanı konularak en kısa sürede ilaç tedavisi başlanmasıdır. İlaç tedavisi başlanmayan hastalar yaşadıkları evde, çalıştıkları ortamda vs. hastalığı bulaştırmaya devam etmektedirler.
Tüberküloz hastalığı solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bu nedenle hastalar bulaştırıcı oldukları dönemde cerrahi maske kullanmalı, öksürük ya da hapşırık sırasında ağızlarını mendille kapatmalıdır. Hastanın en azından balgam mikroskopisi negatif olana kadar ayrı bir odada tutulması önemlidir. Hastanın odasına girip çıkanlar da mutlaka maske takmalıdır.
Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortamları havalandırmak, bu ortamlara temiz hava sağlamak, havadaki bulaştırıcı partikülleri azaltarak, bulaşma olasılığını azaltır. Odanın güneş görmesi ortamdaki basilleri öldürür.
Tüberküloz birey ve toplumda sağlığın yanı sıra, ekonomik ve psiko-sosyal kayıplara da neden olmaktadır. Tedavi uyumu ve uzun süreli tedavinin sürdürülebilmesi için ilaçlarını DGT ile düzenli bir şekilde alması koşulu ile Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında yapılan protokolle ekonomik ve sosyal güçlükler yaşayan tüberküloz hastalarına 2018 yılı Ocak ayından itibaren nakdi yardım verilmeye başlanmıştır.